ABD Başkanı Trump, İrlanda Başbakanı Micheal Martin’i Beyaz Saray’da kabul ederken, basın mensuplarının önünde Rusya-Ukrayna meselesine dair önemli açıklamalarda bulundu. Trump, Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde gerçekleşen ve Ukrayna’nın 30 günlük geçici ateşkes sağlama yönündeki görüşmelerin başarıyla sonuçlandığını vurguladı.
ABD’Lİ YETKİLİLER RUSYA’DA
Trump, “Dün (Cidde’de) büyük bir başarı elde ettik. Eğer yürürlüğe girerse tam bir ateşkes sağlayacağız. Bu iş artık Rusya’ya kalmış durumda.” ifadelerini kullandı ve bazı Amerikalı yetkililerin bu süreç için Moskova’ya gitmiş olduğunu belirtti.
Trump, her iki tarafla iyi ilişkiler içinde olduklarını ve Rusya’nın da ateşkesle geri döneceğini umduğunu ifade etti. Bu durumun, savaşın durdurulması için önemli bir adım olacağını düşündüğünü dile getirdi.
“İSTERSEM RUSYA’YI MAHVEDEBİLİRİM”
Trump, Rusya’ya yönelik tehditlerde bulunarak, “İstersem Rusya’yı mahvedebilirim. Finansal açıdan Rusya’yı yıkabiliriz ama bunu yapmak istemiyorum çünkü barış istiyorum.” şeklinde konuştu.
PUTIN İLE GÖRÜŞECEK
Trump, basın mensuplarına verdiği demeçte, ABD ile Ukrayna arasındaki son görüşmeleri değerlendirdi. Ukrayna’nın anlaşmayı kabul ettiğini ve Rusya’nın da onay vermesini umduğunu belirtti. Ayrıca, “Bugün ve yarın onlarla bir araya geleceğiz ve umarım bir anlaşmaya varabiliriz.” dedi. Trump, Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin Beyaz Saray’a yeniden davet edilip edilmeyeceğine dair soruya ise “Evet, kesinlikle.” cevabını verdi.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ateşkes üzerine görüşeceğini de sözlerine ekleyen Trump, “Tango yapmak için iki kişi gerekir.” açıklamasında bulundu.
AB, ABD’DEN FAYDALANMAK İÇİN KURULMUŞ
Trump, Oval Ofis’teki açıklamalarında Avrupa Birliği’nin ABD’ye uzun yıllar “kötü davrandığı” iddialarını yineleyerek, AB’den gelen haksız ticari muamelelerin kendi başkanlığı döneminde son bulacağını belirtti. Bu dönemde, Avrupa Birliği’nin uyguladığı gümrük tarifelerinin aynılarını kendilerine de uygulayacaklarını kaydetti.
AB’nin, ABD’den faydalanmak için kurulduğunu savunarak, bu konuda yeniden Avrupa ülkelerinin haksızlık yaptığını öne sürdü.